Page 46 - 15. sayı
P. 46

Ateşin yakıcı ve dönüştürücü yapısı, sadece gündelik
      hazları değil toplumsal yaşamın diğer alanlarını da
      şekillendiriyor. Ateş koruyucu bir işlev görmeye
      başlıyor. Avcı ve toplayıcı olan insanlar için ateş bir
      yere sabitlenmenin gerekçesi oluyor zamanla. Çünkü
      ateşin sunduğu olanakları korumak ve biriktirmek için
      yerleşik olmak gerekiyor. Doğal olan anlık olarak
      tüketilir ancak kültürel olan biriktirilir. Gündelik
      ilişkilerin yavaş yavaş dönüştürülmesini sağlayan
      ateş metaforu, zamanla insanların bir araya
      gelmesine ve kültürü inşa etmesine sebebiyet
      verecektir. Ve kültür, biriktirmenin kaçınılmaz bir
      sonucu olarak ortaya çıkacaktır. Zamanla ateş birincil   koptuğumuz andan itibaren biriktirdiğimiz bir güzel anı
      anlamını yitirecek ve dönüştürücü niteliğini koruyan     çantamızdır. Zaman geçtikçe bazılarını unutur, daha
      bir sembole dönüşecektir. Kültür oluşmaya                yakın olanları hatırımızda tutarız.
      başladığında ateş artık bir kor olarak değil yaratıcı bir  Ne var ki, kültür kendi örüntülerini kendi yaratır.
      metafor olarak yer alacaktır. Ateş, somut olanın         Sosyal çalışmacılar aynı zamanda kültür çalışmacısı
      simgesel olana dönüşmesinin güzel bir örneğidir.         olmalıdır. Peki kültürü bir çalışma nesnesi kılabilir
      Ateş ile başlayan hikâye yeni toplumsal ilişkilerin      miyiz? Bu soruya hem evet hem hayır yanıtı verilebilir.
      ortaya çıkmasıyla daha da şekillenecektir. İnsanlık      Çalışma nesnemiz insan ise evet. Ve yeniden
      tarihinin sonraki yıllarında ateşin (yaratıcılığın) bir  bakmayı başarabilen bir sosyal çalışmacı için işsizlik
      güç kaynağı olarak vücut bulduğuna şahit olacağız.       sadece işsizlik değildir artık! Sosyal çalışma ilk önce
                                                               insan ile başlıyor. İnsan ise içinde sosyal ilişkilerin yer
      Antik Yunan bilincinde yer alan bu metaforun,            aldığı bir ailenin, topluluğun ve toplumun üyesi. İnsana
      insanlık bilinci için zengin imkanlar sunduğu ve         baktığımız her an aynı zamanda aileye, topluluğa ve
      dünyanın çeşitli yerlerinde yerel kültürel kodlar ile    topluma bakıyoruz. Kültür, bu içi içe geçmiş örüntüleri
      yeniden üretildiğini görüyoruz. Peki bu anlatılar        kucağında barındıran bir sofra gibidir. Sofrada her şey
      insanı tanımakta ne gibi imkanlar sunuyor biz sosyal     var. Ancak sofra ekmekten ibaret değildir! Kültürel
      çalışmacılara? Kültür, genellikle insandan ayrı soyut    kodlar bireysel ve toplumsal ilişkiler ile yeniden üretilir.
      bir yapı olarak anlaşılır. Başlangıçta böyle             Aynı zamanda bireysel ve toplumsal ilişkiler kültürel
      düşünülmesinde bir hata yok! Ancak soyut olanın,         kodları yeniden üretir. En küçük birim olan insanın
      somut olanın bir yansıması olduğu düşünüldüğünde         değişmesi ve dönüşmesi daha büyük birim olarak aile,
      kültüre daha yakından bakma gereksinimi ortaya           topluluk ve topluma göre daha kolaydır. Kültürün
      çıkıyor. Biz sosyal çalışmacılar genellikle somut olan   değişmesi ise oldukça uzun zaman alır. Bu nedenle
      ile irtibat kurarız. Ortada bir gereksinim vardır. Ya bu  kültürün; birey, aile, topluluk ve toplumu tanımak için
                                                               daha güvenilir imkanlar sunduğunu ifade edebiliriz. Ne
      gereksinimin karşılanması gerekir ya da başka bir yol    var ki kültüre, bireye baktığımız gibi bakamayız. Birey
      aranır. Ancak gereksinim duyulan şeyin kültürel arka     somut olan, kültür ise soyut olandır. Daha köklü olanı
      planını göz ardı edişimiz, olguyu eksik                  keşfetmek için daha güçlü bir merceğe ihtiyacımız var.
      değerlendirmemize sebebiyet verir. Her ne kadar
      kültür, somut olanın soyut bir yansıması olsa da biz     Tanrılar katından çalınıp insana hediye edilen ateşin
      sosyal çalışmacıların odağında olan “somut”u             yaratıcılığı devam ediyor hala. Biz sosyal
      şekillendirme işlevi hala devam ediyor.                  çalışmacıların arkaik örüntüleri keşfedecek yeni bir

                                                               “yaratıcılığa” ihtiyacımız var. Prometheus’un ciğerlerini
      Sosyal çalışmaların odağında olan radikal                kargalar yemişti. Biz ciğerlerimizi yedirtmeyiz!
      dönüşümler ve insanlık trajedileri öncelikle bu arkaik
      bilinç duvarına çarpar. Kültür, doğal olandan             (13.09.2021)


                    SAYFA 45 • SOSYAL HİZMET MAGAZİN • SERBEST YAZI • MART 2022 • 15. SAYI
   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51