Page 23 - 15. sayı
P. 23
SAYFA 22 • SOSYAL HİZMET MAGAZİN • GÜNCEL • MART 2022 • 15. SAYI
GÖÇ SÜRECİNDE
YAŞLANMA
RAMİS DOĞAN*
Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’den Avrupa ülkelerine
işgücü göçünün ellinci yılı değişik etkinliklere konu
oldu.
Göçün ilk yıllarında gidenler birkaç yıl çalışıp, para
biriktirip dönme düşüncesindeydiler. Avrupa ülkeleri
de bu insanların ülkelerine geri döneceklerini * 1949 yılında Beypazarı’nda doğdu. 1971 yılında
düşünüyorlardı. Ama öyle olmadı. Gidenler ailelerini Hacettepe Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal
de getirerek yerleştiler. Çalışma Bölümünü bitirdi. 1974 - 1981 yılları arasında
SSK’nda sosyal çalışmacı olarak görev yaptı. 1985’de
Göçün başlangıcında ‘’Uyum Politikaları ve Avusturya’ya göçtü. Viyana’da çok kültürlü toplumlarda
Programları’’ olmayan ülkeler; bu kalıcılık eğiliminin sosyal çalışma konularında eğitim aldı ve bu alanda
güçlenmesinden sonra ‘’uyum’’ konusunda politikalar uzmanlaştı. Viyana Belediyesi Aile ve Gençlik
üretmeye ve uygulamaya başladılar. Başlangıçta Dairesi’nde ve Viyana Belediyesi’nin göçmenlerin
sosyolojinin konusu olan göç, bu uygulamaların uyumuyla ilgili bölümlerinde sosyal çalışmacı olarak
başlamasıyla, sosyal çalışma mesleği gelişti. Göç çalıştı. Yöneticilik yaptı. 2016 yılına kadar 15 yıl
sonucunda gelen insanların toplumsal yaşama Belediye Meclisi üyeliğinde bulundu. Çalışmaları
katılımlarını sağlamak için resmi kurumlarda ‘’daireler’’ nedeniyle Viyana Eyaleti tarafından ‘’Altın Üstün
, ‘’birimler’’, “bölümler” açıldı. Onlarca proje asd Hizmet Madalyası’’ ile ödüllendirildi.
uygulamaya konuldu. Bu alanda çalışacak ‘’uzman ramisdogan@hotmail.com
sosyal çalışmacılara’’ gereksinim arttı. Sosyal çalışma
eğitimi veren yüksek okullarda göç ve göç ile gelen
insanlarla sosyal çalışma dersleri konuldu.
toplumun eşit haklı bir üyesi olmadıklarını, ikinci sınıf bir
toplum üyesi olduklarını ‘’çoğunluk toplumuna ‘’anlatmak
GÖÇMEN Mİ? GÖÇ SÜRECİ YAŞAMIŞ VEYA ve bu durumu göçle gelen insanların beynine
YAŞAYAN İNSAN MI? yerleştirilmek için kullanılmaktadır. Benim görüşüme göre
Avrupa ülkeleri yöneticileri hiçbir zaman ülkelerine
Göçün ilk yıllarında ‘’yabancı’’, ‘’misafir işçi’’ olarak çalıştırılmak üzere getirilen veya gelen insanların
nitelendirilen insanlar, kalıcılık eğiliminin toplumsal yaşama katılmalarını, yani ülkelerindeki
yaygınlaşmasından sonra, ‘’göçmen’’, ‘’göçmen işçilerle, emekçilerle kaynaşmalarını istememişlerdir. Bu
ailesi’’, ‘’göçmen çocuğu’’, ‘’ebeveynleri göçmen olan ayrı bir yazı konusu.
gençler, ‘’yaşlı göçmenler’’ gibi sıfatlarla tanımlandılar.
Bu sıfatlar göçle gelen insanların içinde yaşadıkları
W W W . S A B E V . O R G . T R / S O S Y A L - H İ Z M E T - M A G A Z İ N • S H M A @ S A B E V . O R G . T R