Page 57 - 15. sayı
P. 57

Birkaç gündür, evi terk eden kocam, elektrik              - Ne yaptığını sanıyorsun aptal kadın, anlamadın mı?
         abonelikleri ve su aboneliklerini iptal ettirmişti.      Ben burada değilken arka gözlerimin her şeyi
         Telefonumu kırdığı için kimseyle bir iletişimim yoktu.   gördüğünü, duyduğunu… Aklını alırım vallahi!
         Karanlıktaydım ve tek iletişimim kendimleydi. Şafak
         söküyor, benim ne halim kalmıştı ne de zamanım            - Biliyorum arka gözlerinin olduğunu, ama aklımı
         vardı dipsiz kuyulara bağırmaktan, Her şeye rağmen       alamazsın bunu söyleyerek.
         düşünmeye devem edecektim. Ne demekti,
         dövdükten ve beni aşağıladıktan sonra, kendi              - Arka gözlerimden korkmuyorsun demek?
         çocuğunun bile aydınlıkta yaşamasını istememek?
         Bu, ortaçağ vahşetiydi. Güpegündüz bunları yapan          - Korkmuyorum, silemedin benliğimi.
         Selim bir velinimet miydi başımızda, biz ona bağımlı
         köleler miydik? Konfeksiyonda çalışmışlığım vardı;        - Ölümüne de mi korkmuyorsun?
         alnının teriyle, emek veren biriydim; işçi geçmişim
         vardı. Çalışkan bir tezgâhtardım, Bursa’da patronum       - Korkmam, perdelerde şafağı gördüm.
         benim gibi deneyimli bir işçiyi kaybetmek istememiş,
         “Sana kapımız sonuna kadar açık Naz kızım,” demişti.      - Perdeleri kararttım.
         Bu sözü aklımdaydı. Patron unutmazdı bunu. Kafesi
         açmıyorsa gelenek ve töre denen el, kafesi kırıp          - Umudum var.
         açacaktı kadın. “Ağulardan süzülerek yüreğine
         yaslan, ey kadın!” dedim. Kimliksiz değilsin; sen         - Yalnızsın, velinimetinim senin.
         Kybele’sin; koskoca bir deryasın; tutun bin yıllık
         türkülerine ve yeniden doğur güneşi. Duyun,               - Yalnızca bir ölüsün sen. Kalbimin ve zihnimin en
         sancılarından dünyanın, güneşi yeniden                   arka bahçelerinde bir mezar kazdım tüm
         doğuracaktım. Ruhumun direngenliği akışkan, kafes        velinimetlere, kalbim yalnızca sevgi, paylaşım ve
         ise durağandı. Elimdeydi işte, kırmıştım mührü,          üretmek üzerine atıyor.
         yüreğim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Gözlerimde
         bir yanlışı silmenin ışıltılı sevinci. Sevinç gözyaşlarıyla   - Ne zamandan beri?
         “İyi yaptın, binlerce yaşa.” diyen annem. Her yer
         aydınlık. Yollar aldım, yaylaları, sıradağları, dağları,  - Senin yerleşiklik macerandan da önce;
         ovaları aştım; içimdeki gökyüzünü buldum. (İkinci        binlerce asırdır.
         sahne: İçimdeki asi kadın, arka gözleri olduğunu iddia
         eden gönül gözü olmayan adama direnmektedir.)            - Bir ölüymüşüm ben… Bir ölü…. Toprağın koynuna
                                                                  almadığı bir ölü.





























                        SAYFA 56 • SOSYAL HİZMET MAGAZİN • HİKAYE • MART 2022 • 15. SAYI
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62